30 Nisan 2013 Salı

-düş



Bu yüzyılın sanatı bu;
düşmek,en mavi derinde.
böyle bir kılgıyı nasıl değiştireceğiz?
yada
değiştirebilecek miyiz,değiştirmeli miyiz?
sustuklarımıza düşüyoruz
kendimize düşüyoruz.
hep kendimize sarılıyoruz.
Bu çağ,ruhun karşısında uzam.
düştükçe kırılan ve kırıldıkça yalnızlaşan.
böyle sarsılmaz bir kütle.
bir iki banktan uçuyorum,
dragosun tek ışığından, ayın bana bakan tek yüzünden.
düşmek pahasına uçuyorum.
içimde beslediğim hüma ile.



18 Nisan 2013 Perşembe

Antigoni'den Uzanan Ellerini Öpüyorum


Ellerim milattan önceki zamansızlıktan aşırılmış
zaman en büyük yanılgısı yüzyılların.
ellerim Antigoni' den, dedemden
balık kokar
dedemin sandalının adı karışma sen
dedem sandalıyla huzurlu
anlamlı bir sesleniş günüme:
karışma sen
sus
özüm; Antigoni' den denizde kayıp Halki' ye uzanıyor.

benim özüm.
herşey maviden maviye geri dönmeye çabalıyor.
batan, bu denizde batıyor.
dedem Burgaz'ın
Burgaz dedemin
içinde ki toprağa balıklarını seriyor
köşesine çekildi
yirmi dört yıldır köşesinde
susuyor,konuşmuyor,karışmıyor
benim özüm dedemden kalma mavilik

karışmıyorum,tirşeliğimi dedemin balıklarından alıyorum.

5 Nisan 2013 Cuma

Soğanı Mor


Renk karmaşası ve anlam daralması..
Yılların geçtiği,ancak mor çiçeklerin soğanlarının hala var olduğu
şu dönemde bahçemden doğuyorum ışığı kesik Bendis'in yerküresine.
Bütündüm parçası bozuk zihniyete.
gecenin bu kuşları bütün.
Bir provayı prova ediyor fırdöndüler.
Zamanın farkındalık duygusu yılgı.
her şeyi birbirine bulandırdığım göğ ile yer.
dönmez bulanıklıklarda iki şarkı.
elimle koymuş gibi bulamadım geçenleri,
eliyle koymadılar.
ışıkların denize ilişeceği yer benim bahçemin köşesi.
cağnımınimçininköşesindebirkusurgibiyanıyor.
uyku da bir kusur.
hala sümbül soğanları mevcut işte...

4 Nisan 2013 Perşembe

Turnikeden Geçenler

Hazır on beş dakikam varken son vapura, yürüyen merdivenin sağ tarafında durmak istiyorum. Sanki vapur beni bekliyor, saatini değil. Sıkıla sıkıla duruyorum merdivende. Alışık değil bünyem koşturmamaya. Öyle ki yavaş yavaş iskeleye banıyor gözlerim, mavilere. Turnikeden geçtim.Yarım bıraktığımı sandığım başlamamışlıkları başlattım.Üst güverte,adalara bakan sağ köşe her şeyin başlangıcı. Adalılar biralarını tokuşturmaya başladı. Dimitri amca çayını söyledi, çay döküldükten sonra yerine beyazı gelir. Hülasa , adalılar son vapurdan sonra sarhoştur; şarkılardan sonra... Bu yüzdendir ki köşedeki çayını dökmeyen, içipte doldurmayan Bahtiyar amcayı herkes yadırgadı.Köşeden köşeye kaçamadan kaçtı- bahtiyar-.Biz bir bahtiyar olamadık anasını satayım diyor Gabi. Ellerimi tutuyor Gabi, tüm ayıklığıyla sarhoşluğuna nem satıyor. Kınalıda inen oluyor, Burgaz'da... Heybeliye gelindiğinde Büyükadalıların durumu vahim.Yüzen meyhaneden iniliyor elbet.Benim hala acelem yok.Gabi ellerimi bırakmıyor. Koreli'den alınması gerekenler alınıyor. Alınıyor ve Bahriye Bayırı'nın merdivenleri biraz deniz kokuyor;


Karaköy'ün kahve koktuğu gibi.

Taksim'in...